16 Ekim 2012 Salı

Tanhayee

Yıllardır Aamir Khan takipçisi olup da, onunla alakalı bir konuda, ondan alıntı yapmamak ayıp olurdu. Gerçi benim alıntı yapmak konusunda üstüme yoktur. Öykünürüm, taklit ediveririm filan. Severim yani.

Gel gelelim bu mübarek lafzın günümüz Türkçesine çevrilmiş haline. Tanhayee Hint kökenli bir kelime olup, 'yalnızlık' anlamına gelir. "Nereden de bulursun böyle kılçık kelimeleri?" dediğini duyar gibiyim. Ya da "Hadi be lafı uzatma neymiş söyle." diyor da olabilirsin. Senin için ekranın sol üst köşesinde kısa bir video oynatmak isterdim ama çağımız teknolojisi henüz buna hazır değil güzelim, az bekletcem.

'Dil Chahta Hai - Kalbin Arzuları' filminde, Aamirciğimin bir sahnesi var. O sahnede yönetmen yalnızlığı, elin kolun bağlı olmasını kısacası çaresizliği çok güzel işlemiş. Sinema eleştirmeni değilim, naçizane kanaatim budur. Bir de o sahneye Aamirciğimin 'Tanhayee' şarkısı fon oluşturur ki tadından yenmez. Yine aynı şarkının nakaratıdır, "yalnızlık kilometrelerce uzanıyor." Evet işte böyle ciğerim. Yalnızlık bende ahanda böyle kilometrelerce uzanıyor.

İnsanın birçok arkadaşı olabilir. Biraz az ve öz de olabilir. Aslında hiç olmayabilir ve bu onun için hiç sorun olmayabilir. Kişisel tercihler bunlar, saygı duyarım efenim. Fakat, ben tercih etmem. Etmek istemem. Yahu mübarek, kim tercih eder yalnızlığı? Ya da neden etsin ki? Ben hiç istemedim. İstemem. İstemeyeceğim de.

Sorsan yalnız da değilimdir zaten. En azından listemdekiler nereden baksan yedi yüz küsür. Hem şimdi mesaj atsam, eminim bana dönecek arkadaşlarım da vardır. Zaten en yakın bir tane arkadaşım yok benim. Birçok sevenim var, elhamdülillah. Epey çok da can dostum güzel insan var. Sağolsunlar.

Aralarına girsen ve küpe çiçeğine sorsan, "Bizim kızın en yakın ahbabı kim?" diye, "Ben de çok yakınıyım ama sanırım en yakını saka kuşu." der. Saka kuşuna sorsan aynı soruyu, "Ben de çok severim fakat en yakını zümrüt-ü anka" der. Zümrüt-ü anka cevaba gelir, "Hitler" der. Evet ya Hitler de yakın ahbabımdır. Karşı takımlıdır ama sağlam adamdır. Hitler o malum soruya cevaben "Çok yakın ahbabımdır, hatta en yakınımdır ama zannımca onun en yakını yoktur." der ve on ikiden vurur dartı. Çünkü bana -en- yakın bir zatı muhterem yoktur, vesselam..

Herkes zaman zaman yalnızlıktan dem vurur. Hepsi birbirine "en yalnız benim"i ispatlamaya çalışır. Yazılar yazarlar, twitter de şiirler paylaşırlar, yanlızlık şarkıları dinlerler.. Düşünsene konu şöyle bir hal alırmış mesela "Olm, yalnızlığımla döverim seni." :) Ama ben hiç birinin ölesiye yalnız olduğuna inanmam. Sağlam kaynaklarım var benim. Abe oturmaya mı geldik birkaç örnek verelim;

"Uff, çok yalnızım." sendromu. Bu gibi semptomlar tespit ettiğimiz gençlerde sık rastladığımız bir tesadüften bahsedeceğim. Bence cümlenin başındaki 'uff' bize sıkıldığını anlatıyor olmalı. Yani gencimiz burada yalnız değil ama yalnız kelimesini farklı bir kavrama karşılık kullanıyor. Türkçemiz buna müsait, kural hatası yok fakat yalnız değilsin kank.

"Çok yalnızım cnm ya." diyen kız da yalnız değil. Bir kere 'canım' yerine 'cnm' yazmaya alışmışsa, sms paketini bitirmemek adına kısaltmalar kullanıyor demektir. Yani şu anda 'bir'ey olsa bile, geçmişte bir yerlerde bir topluluktur. Sende yalnız değilsin cnm.

Peki ya ben, ben yalnız mıyım?

(Alttaki paragraf kendini beyin fırtınası zannediyor ama Öğretim Yöntem Teknikleri dersini okuyanlar öyle olmadığını anlayacaklar.)

Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar. O zaman ben bir kartalım. Dur bir dakika. Kartal deyince insanları part part bölen takımlı-partili gruplar akla gelmesin. Kanarya ya da aslan da demeyeceğim, hak geçmesin. Hem de kartal büyük gelir zaten bana daha minik.. ımmm. Evet, sincap. Ben yalnız bir sincabım. Uff, bu da ne böyle. Fok gibi konuşan kızlardan farkım olmalı. Neyse, kendimi bir hayvanla özdeşleştirme fikri bence de iyi değildi. Çark ediyorum.

-Sinemada güzel bir filmi mesela "Uzun Hikaye"yi yalnız izlemişsen ve film bittiğinde, gecenin o saatinde, arayıp neler hissettiğini anlatacak kimsen yoksa,
-Operatör mesajlarını bile açıp okuyorsan,
-Zile basmıyorsan, evi anahtarınla açmak zorundaysan,
-Telefonunun şarjı daha uzun gidiyorsa,
-"Geç kalacağım, merak etme iyiyim" cümlesine benzer bir gönderilmiş mesajın yoksa telefonunda,
-Otobüste yer verdiğin teyzelerle muhabbet kurmaya çalışıyorsan,
-Müzik dinlediğin mp3 çaların şarjı daha çabuk bitmeye başlamışsa,
-...

Var git devamını da sen getiriver.


Şimdi söyle bana yavru ceylan, yalnız mısın hakikaten?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder