30 Ocak 2013 Çarşamba

Şair Yalan Söylemeyi Nereden Öğrendi?


Öğreniyoruz, öğretiyoruz. Buraya kadar her şey yolunda. Peki öğrettiklerimiz gerçekten gerekli mi? Mesela “Kestane, Gürgen, Palamut, altı yaprak üstü bulut..” şarkısını beynine kazısa, ne kazanacak benim minik Ceren’im? Ya da “Arı, vız vız vız diye çalışır.” repliğini defalarca tekrar etse, ne öğrenecek?

Bu konuda birçok anasınıfı zümremle tartışırım. Geçen gün yaptığımız fikir alışverişimizde bu konunun iyiden iyiye sorun olduğunu fark ettim. Çocuklarımın zihnini gereksiz meşgul edecek mantıksız çiçekli, böcekli şiirler öğretmiyorum ben. Burada durup ne kadar iyi yaptığımı anlatmayacağım tabi. Ama yanlış giden bir şeyler var doğrusu.

İlkokulda Yeşilay kolundayken, şimdilerde klüp diyorlar, öğretmenim Yeşilay hakkında şiir yazmamızı istemişti. Baskıcı ve dar kalıplara alışan öğrenci zihniyetiyle, kitaplardan otlanmaya çalışmıştım. Öğretmenimin nazik uyarısı ile (“Özgün bir şiir istiyorum Hatice Kübra!”) kendime gelmiştim.

Eve gittiğimde aklımda sadece tek şey vardı, şu ödevden bir an önce kurtulmak. Ama gel gör ki aklıma tek kelime gelmiyordu. Ben o an şiir yazmak istemiyordum, yalnızca öğretmenimin istediğini yapmaya çalışıyordum. Abime gittim ve durumu anlattım. Çok bunaldığımı fark etmiş olacak ki, “Sen git Mervelerle oyna, ben şiiri hallederim.” dedi, yüce gönüllü insan. Üzerimden bir yük kalkmıştı resmen.

Eve döndüğümde abim şiirimi yazmıştı. Hiç unutmam o şiiri.

içki, sigara, kumar                        Onlara uymayalım
Ocakları söndürür                          Eroin kullanmayalım
Onlar düşman gibidir                    Bile bile, zehirle
Felaket çeşitidir.                           Hayata son vermeyelim.”
Öğretmenim şiirimi çok beğenmişti ve benim yazdığıma inanmıştı. Minik şaire olmuştum o an. Ben de hiç bozuntuya vermemiştim. Beni buna öğretmenim mecbur bırakmıştı. Peki ben, bu sayede ne öğrenmiştim?
Hadi beyin fırtınası yapalım:
1. Gereksiz ağır ödevler vererek, internet çıktısı getiren öğrencisini azarlayan öğretmenin haklılık payı yüzde kaç?
2. Öğretmen baskısı ile öğrencinin o konuyu öğrenme olasılığı yüzde kaç?
3. Ezberle doldurulan beyinlerin, üretici, istekli ve özgün ürünler oluşturma ihtimali yüzde kaç?
4. Annelere, babalara, ağabeylere yaptırılan ödevlerin öğreticiliği ne kadardır?
5. Kabartma tozu pastayı ne kadar kabartır? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
6. Bu bir çelişki midir, hepsini istiyorum.