Insanlar bazı olaylar için "Allah dağına göre kışını verir" derler. Bu söz ne kadar doğru bilmiyorum. Pek fazla dağ, ova ile uğraşmam. Ama bu cümlenin insanlar üzerindeki tecellisine çok rastladım. Halk arasında bu duruma "tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" da denir.
Ben bir şeyi araştırmaya başlayınca beni kimse tutamaz. O konunun, tabiri caizse, imiğini cimiğini öğrenirim. Bu tencere-kapak mevzuunu yeni duymuyorum ama ilk defa bu söz üzerinde düşünmeye başladım. Önce insanları inceledim. Evlilikleri ve eşlerin uyumlarını. Birçok yerde hayal kırıklığı yaşadım. İncelediğim bazı ailelerde hiç uyum yoktu. Ne yani şimdi Allah (c.c) dağına göre kış vermemiş miydi yoksa? Yoksa o vermişti de eşler mi bunu anlayamamıştı?
Annem sürekli dua etmemizi söyler. "Allah'ım bizi hayırlı insanlarla karşılaştır, deyin" der. Yani bir nevi "dağıma uygun bir kış istiyorum ya Rabbi" demeli.
Yaşadığımız toplumda evlilikler çok sarsılmış durumda. Aileler parçalanıyor. Yenileri kurulmuyor. İnsanlar anlayışsız, bencil ve çıkarcı. Insanlık maddeye endeksli. Geçim derdi hat safhada. Tamam bunlar doğru, ama böyle söyleyip acıtasyon paravanının arkasına saklanınca daha mı güzel olacak? Bu toplumsal çöküşün nedeni nedir?
Herkes suçlayacak birilerini arıyor. Nasıl bu hale geldik, bize ne oldu böyle? Şok üstüne şok yaşıyorlar. Peki, en başa dönelim. Mutlu bir evliliğiniz vardı. Birden aşık olup evlenmiştiniz. O insanın düşünce tarzını, hayat felsefesini önemsememiştiniz. Şimdi ne oldu? Iki çocuğunuz ortada kaldı ve ayrıldınız. Hayırdır, sizin kapak tencereye uymadı galiba?
Etrafımızdaki örnekler bu sözün haklılığını bir nebze destekliyor ama bu konuda çok çok dua etmenin gerekliliği de su götürmez bir gerçek. Allah herkese kendi dağına göre kış versin. Âmin.
