11 Mart 2013 Pazartesi

Ata, Er, Kul.

Babam, babasını bırakıp gelmişti bir tıp fakültesinde.
Fonda, "Hastane önünde incir ağacı" çalıyordu.
Babam, o saate kadar babasına hiç sarılmamıştı.
Çünkü babası, onun başını hiç okşamamıştı.
O anda karar verdi bu isyana, aklına koydu, yapacaktı.
Bir bahane bulup, babasına sarılacaktı.
Babasına, kırk yaşından sonra karşı çıkacaktı.
Sarılmazsa hayat boyu içinde kalacaktı.
Odaya girdi, heyecanlıydı.
Hemşire, serum takmaktaydı.
Yatan babasının, yastığı kaymıştı.
İşte fırsat bu fırsattı,
Kollarıyla babasını kavradı.
Yukardaki yastığa başı gelecek kadar kaldırdı.
Sonra kollarını biraz daha sıktı.
Ömründe ilk kez babasına sarılmıştı.
Kalktığında, babasının kızacağını düşündü.
Kafasını kaldırmadan çıkışa yöneldi.
Arkadan gelen sesle durdu zaman:
"Oğlum, iyi ki varsın."
..
Ağladı babam,
Ağladı yeşil yolun koca devi,
Ağladı ilk defa..
Hem de hiç utanmadan.
İlk kez sarıldı.
İlk kez ağladı.
Buzdan şato, erimişti artık..
Babam bana sarıldı,
Babam ağladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder