2 Nisan 2013 Salı

Niteliksiz Er

Hava güzel, kafam güzel, gönlüm güzel bir sabaha uyandım bugün. Bu kadar güzellik bir arada olunca içimde garip bir korku belirdi. "Kötü bir şey mi olacak, nedir?"

Hani günlük hayatta her şey yolunda giderse hemen teyzelerimiz "Şeytan kulağına kurşun, nazar değmesin." derler ya. Ya da çok güldüğümüzde kullandığımız bir söz dizisi vardır ve Cem Yılmaz bu cümleyle hep dalga geçer "Çok güldük, ağlamayalım."

İşte o misal bir tedirgin oldum. Otobüse bindim. Ayakta tutunduğum koltukta yaşlı bir dede vardı. Hacı olduğunu her halinden anlayabileceğimiz bu dede, pek de sevimliydi. Başında beyaz takkesi, saçlarının yapamadığını yapıyor, onu güneşten koruyordu. Bembeyaz sakalının arasında minik gamzesi, sadece gülerken değil, her konuştuğunda kendini belli ediyordu. Kocaman yuvarlak gözlerine, kırışıklıklar çerçeve yapıyordu adeta. İfadesinden, oldukça masum, saf ve temiz olduğu belli oluyordu. Utanmasan yanaklarını sıkarsın yani o derece.

Güneş gözlüğümün altından çaktırmadan bakıyordum yeni dedeme. İçten içe ":Maşallah ya ne tatlı dede." diyordum. Uzun bir süre yolculuğumuz devam etti. Dedem mahcup bakışlarla etrafı süzüyor, yanında oturan kıza dokunmamak için koltuğun kenarına kayıyordu. Ne güzel dedeydi. Böylesini alıp evinde hizmet edeceksin, hayır duasını alacaksın, tespihini çekecek, çorbasını dökecek, tebessüm edip temizleyeceksin. Sarılıp öpeceksin elini vesselam..

Mahcup dedemiz titreyen elleriyle koltuk kenarına tutundu. İnmek için düğmeye bastı, yerdeki kocaman çuvalını eliyle kavradı. Çuvalı ağırdı, ilk anda kaldıramadı. İkinci hamlede, çuval havadaydı işte. Otobüs durdu. Dedemiz kapıya yöneldi. Sabah aklıma gelen kötü şey, işte şimdi olmak üzereydi. Birazdan öfkem, beynimi ele geçirecekti. 

Dedemiz tam merdivene basacaktı ki, arkasındaki gencin iteklemesiyle yerinde saydı. Dedemizi sarsan genç, belli ki tabakhanede çalışıyordu ve nursuz suratıyla, nefret dolu bakışlarımızdan kaçamıyordu. Hızla otobüsten indi ve toz oldu. Dedemiz ürkek bakışıyla arkasına döndü, başka inen var mı diye kontrol etti. Canım benim, bir başkası yeniden sarsmasın diye korkmuştu belli ki. Sonra ağır çuvalı ve yavaş adımlarıyla otobüsten indi.

Genç için düşünüyorum da, belki anasının göz bebeği, babasının gururudur. Ya da okulun en başarılı öğrencisidir. Her ne özelliği olursa olsun, benim gözümde niteliksizdi. Hem niteliksiz, hem saygısız, dengesiz, görgüsüz, ahlaksız, terbiyesiz!...

Ne oldu bizim nitelikli erlerimize, hanım kızlarımıza? Saygımıza, hoş görümüze ne oldu?
Ben Allah'a havale ettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder