9 Temmuz 2012 Pazartesi

Alıntıdır.

İşi bıraktım... İsmi lazım değil bir şirkette asgari ücrete verdikleri paranın 10 misli performans bekleyerek çalıştırıyorlardı. Velhasılkelam dershaneye başladım. Bilgisayarda oyun oynamayı çok severim. Saatlerce kalkmadan oynarım. Dersleri etkilemesin diye bilgisayarı topladım. Arkadaşlarımı aradım - beni bir süre aramayın ders çalışmalıyım dedim.-

Anneme misafir çağırmamasını hatta ben varken televizyonu bile açmamasını rica ettim. Kız arkadaşımı yaşayacağım stres hakkında bilgilendirip benimle bu yolda yürüyebileceğinden emin olmak istedim (oldumda. son ana kadar desteğini esirgemedi)

Matematiğim kötüydü. ilk denememde 5 - 6 netim vardı. Çevremdeki insanlar olmaz dedi. Bu netle kpss de işin çok zor dedi. Durun bakalım dedim. Sabahlara kadar sırf tekniğini anlayabileyim diye öğretmeni...n derste çözdüğü soruları tekrar tekrar çözdüm. Sınav gününe kadar yüzlerce sorunun hakkından geldim. Sadece tarihi bile en az 7 - 8 defa detaylıca baştan sona tekrar ettim.

Sınav sabahı sevdiğim insanlara sizin için 100 - 110 tane neti cebime koyup döneceğim diyerek sınava gittim. Bunu söyledim çünkü son hafta 2001 - 2011 arası yapılmış kpss sınavlarını referans almıştım kendime. 100 netin altına hiç inmemiştim. 5 - 6 matematik neti ile çıktığım yolda 25 nete ulaşmıştım. Sırf ben değil çevremdeki insanlar da benim adıma sınavın kötü geçmeyeceğine kesin gözle bakıyorlardı.

Sınav başladı. Alışkanlık işte Türkçe ile başladım. İlk soruda 2 - 3 dk düşündüm. Sonra durdum aralarındaki en zor soru bu olmalı başlangıcı kötü yapmama sebep olmasın diyerek o soruyu atladım. ardından işaretlediğim 4 - 5 soruda da cevaptan emin olmayarak işaretleme yaptım. Türkçe bittiğinde 50 dk geçmişti. Çok terlemiştim ama sıcaktan değildi. Dışarısı kaç dereceydi bilmiyorum ama içimde bir yerlerde -çalılıklar mı dersiniz benzinle dolu bir göl mü dersiniz- inanılmaz bir güçle tutuştu. Bu yangın matematiğe 25 dk kaldığını fark edinceye kadar sürdü. İşte o zaman aynı anda hem yanmaya hem üşümeye başladım. Gözlerim güzel bir karşı cinsi inceler gibi dokundu rakamlara kelimelere... Belki aradan bana uzanacak eller görürüm dedim... Baktım, baktım..

Sınavdan çıktım. Sevdiğim kadın karşımda bana gülümsüyordu. Gülümsemesi, bana biraz dikkatli bakınca karanlık bir sonbahar gecesi gibi buruştu gözlerimde. Dudaklarım titriyordu. Anladı. Hiç bir şey sormadı.

Söz vermiştim işte. Memur olacaktım ve annesinin karşısına başım dik çıkacaktım. Güzel bir hayat bizi bekliyordu.

Dönüş yolunda zorla ağzımdan bir kaç kelime çıktı. Hırıltı gibi, fısıldama gibi. Azıcık eğildi bana doğru. Kendimi biraz toparlayıp

biraz daha yüksek sesle söyledim:

"Matematikten sadece 2 soru işaretleyebildim"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder