18 Temmuz 2012 Çarşamba

Küçük Bir Ayrıntı


Hiç kimsenin beni tanımadığı bir yerde olmak isterdim, tıpkı tumblr gibi. İstediğimi konuşup, istediğimi yazabileceğim bir yer mesela.. Geceleri uyumuyorum ya çıkıp gezebileceğim bir caddesi olsa yeter. Yanıma arkadaş da aramam ben, çok alışmadığım için gerek de duymam. Kimseyi sevemediğimden, kimsenin beni sevmemesi de enterese etmez beni genelde. Telefonum hiç çalmasa, inan kimse beni niye aramıyo demem. Çünkü işi düşen aradığına göre, kimsenin aramaması hayra alamettir bir yerde. Gerçi bende, birkaç vazgeçilmez dışında, işim düşmezse kimseyi arayıp sormam. Ne arayacağım işim yoksa, ne konu bulup konuşacağım, dimi ama. 

Şu sevmek meselesine gelince, inan hiç bir fikrim yok. Çünkü söylemesi ayıp biraz egoistim de ben. Yani kimseyi sevecek kadar yükseltemiyorum gözümde. Bencillik de, kötü huy de, ne dersen de özgürsün. Ben öyle her şeye sol elinin işaret parmağını sallayan öğretmenlerden değilim. İstediğini de. Ama beni bir gör, ondan sonra de.
İnsan canlısı, sevecen, çevresi geniş birini göreceksin önce. Günah olmasın diye kıyın kıyın kaçacak senden. Başlarda hanım kız diyeceksin, maşallah az buçuk güzel de. Sonra pişman olacaksın hanım kız değil cadı kız oluverecek birden. Yer yer itiraz edecek sana, anlayıp lafın sonunu dinlemeden. Azıcık sakin olacaksın onun karşısında. Lafını bitirdiğinde utanacak, mahcup olacak sivri dili yüzünden seni eleştirdiğine. Çok miktarda özür dileyecek, çünkü hiç sevmez gönül kırmayı. Zaman zaman uzaklaşacak, genelde hep senden bekleyecek gelmeni. Huy işte naparsın zıkkım olsun ama bu böyle..
Sonraları bir garip esinti hissedeceksin. Hangi pencereyi açık bıraktım acaba, dedirtecek kadar doğrultusuz olacak. Hoş, her hali doğrultusuz biri için bu rüzgarı tabir etmek zor değil de, iş bunu senin gözünde canlandırabilmek. Gece pencerene ara ara yansıyan farlar gibi mesela. Öyle anlık işte..
Velhasıl bir bakacaksın ki, o Ereğli demir-çelik görünen kabuk, tırtılın ipek kozası kadar yumuşayıvermiş. Hani mermeri delen damlaların sürekliliği derler ya malum kişiler. O misal alacaksın emeklerinin karşılığını. Artık o huysuz cadı, sayende, sadece sana güzel görünen bir kelebeğe dönüşmüş olacak.. 
Tabi sen kimsin, ben kimim henüz bu konu netlik kazanmadı. Bu da küçük bir ayrıntı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder