7 Ağustos 2012 Salı

Sağ yarım, sol yarım..

Ben çok üzgünüm..
Özür dilerim, biliyorum bazen incitici olabiliyorum. Hatta haksız olmadığıma inandığım kadar incitiyorum. Farkındayım. Ama inan bana seni kırmak istemiyorum. Senin için benim siyasi görüşüm, kıyafetim, imanım bizim dostluğumuza engel değildi. Benim için seninkiler de öyle. İster giyin ister giyinme ama yine arkadaşım ol. Beraber gülelim, dalga geçelim, sağcının solcu kankası olur mu diyenlerle.. Hep yaptığımız gibi. Bizi yan yana görenler garip garip bakardı da "Onlar bizim kulvarımızda değil" derdin hiç unutmuyorum. İnsana yardıma gelince ikimiz koşardık. Ben "Bekle eşarbımı örteyim derdim" sende gülerdin. "Bana, oramı kapatcam, buramı örtcem deme" derdin, ben de sana gülerdim.

Sen karşı takımın kızıydın. Bizim takımdan bir beni severdin. Tamam bizim takımda kötü insanlar da vardı, insanlıkta senle yarışamazlardı. Kul hakkını bilirlerdi de, yerken gözlerini kapatırlardı. Namaz kıldıklarını reklam gibi anlatır, ne kadar iyi olduklarını överlerdi. Oysa sen bile bilirdin, ibadetin gösterişi olmazdı. İyilik yapılır ama anlatılmazdı ulu orta. Yaptığın hayırların sayısını bende bilmezdim senin, ama gözlerinden anlardım sevincini, iyiliğinin heyecanını.

İstersem benim için her şeyi yapacağını bilirdim. Bilirdim de sen beni bilmezdin bence. Ben de senin için her şeyi yapardım. Suluova'nın İstiklal caddesinde "şampiyon galatasaray" diye bağırırdım mesela, fenerbahçeli olduğum halde. Çünkü ne galatasaray, ne fenerbahçe bilemezlerdi bizim dostluğumuzu. Ya da sizin gandinin videosunu izleyebilirdim seninle, tahammül edemiyor olsamda.

Mevlana "ne olursan ol, gel" der ya hani, sen de gel. İster ocu ol, ister bucu ol, yine gel. Ne de olsa insanlık, dostluk kazanmalı bu savaşta. Kardeşlik her şeyden üstün olmalı, bizim kitabımızda..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder