5 Ekim 2012 Cuma

Fikrimden Geceler Yatabilmirem

"Yirmi iki yaşında ama hala ana kuzusu" derler bana. Çekemediklerinden midir, yoksa kuzu gibi sevimli olduğumu anlatmak istediklerinden midir, bilmem. Ben ikinci seçeneğe oy veriyorum. Ayrıca, kim ana kuzusu olmayı reddeder ki? Ya da neden reddetsin?

Ben annemin yanımda olmadığını sabah uyandığımda anlarım. O yoksa eğer, üzerim örtülmemiştir. Perdem açılmamış, odam havalandırılmamıştır. "Hay Allah! Nasıl çıkar şu zıkkımın lekesi?" dediğimde anlarım. Ya da sökülen eteğimi dikmeye çalıştığımda, uyku düzenim bozulduğunda, ütü yapmaya çabaladığımda, iştahsız kaldığımda, hasta olduğumda.. 

Anlarım böyle işte. Bir de özlerim ki, onu tarif bile edemem. Çünkü onu içeren özlemlerim yazarak anlatılacak gibi değiller. Tarif edeyim desem de edemem. Debelenmeye başlarım, yutkunurum. Kelime bulamam. Anlatamam.

Anneannemi kaybettiğimizde annem "İnsan kaç yaşında olursa olsun, annesinden ayrılınca öksüz olurmuş" demişti. Ben de sarılmıştım cevaben. Sarılmakla "öksüz kalmadın, ben varım" mı demek istedim, yoksa "beni senden öksüz bırakma" mı demeye çalıştım bilmiyorum. Ama her ikisi de güçlü çeldirici şu anda. Çift cevap hakkımı kullanmak istiyorum sayın Kenan Işık. 

"Arkadaş ne ayrılıkmış hala atlatamadın" dediler malum kişiler. Ben cevaplamadım. "Size ne olm?" demeliydim aslında. Demedim, artık geçti. Ama bir daha olursa derim mutlaka. Mesela annemin en sevdiği Azeri şarkısı ile cevaplarım onları (benim annem Azerbaycan göçmeni),

Fikrimden geceler yatabilmirem
Bu fikri başımdan atabilmirem
Neyleyim ki sen'e çatabilmirem
Ayrılık.. Ayrılık, aman ayrılık
Her bir dertten ala
Yaman ayrılık..

Men özlerem anamı aybalam, uşaq heç anasız olar mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder